Yayin Saha 4 : Eğitim ve Yurttaşlık

1368
Saha 4 : Eğitim ve Yurttaşlık
Helsinki Yurttaşlar Derneği
Süreli Yayın
İstanbul
2016
İnsani güvenlikle ilgili çalışmalarımız kapsamında üç ayda bir çıkardığımız Saha dergisinin 4. sayısı Eğitim ve Yurttaşlık başlığıyla yayınlandı. Eğitim alanı tüm dünyada topyekûn bir değişim geçiriyor. Modern çağda eğitime yüklenen anlamın değişmesiyle birlikte, eğitim kurumlarının kapsamı, formu, içeriği ve de eğitimin toplumsal ve politik rolü dönüşüyor. Bu paradigmatik dönüşümün en başat işaretlerinden biri, başta üniversiteler olmak üzere eğitime atfedilen “evrensellik”, “kamusallık” gibi ideallerin sorgulanması. Asırlardır yurttaşın ulus-devletle ilişkisini şekillendirmede kilit bir ideolojik rol oynayan eğitim alanı, aynı zamanda yurttaşın sahip olduğu varsayılan haklar bütününün ayrılmaz bir parçası olarak tasarlanmıştı. 1980’li yıllardan bu yana ise bu bilindik denklemin bozulduğuna şahit oluyoruz. Eğitimin ideolojik rolü ortadan kalkmasa da, yurttaşlık mefhumunun geçirdiği sarsıntıya bağlı olarak yurttaşlıkla kamusal eğitim hakkı arasındaki bağ zayıflıyor. Kamusal eğitimin özelleşmesi, eğitim alanının ticarileştirilmesi, eğitim hizmetinin parasallaşması gibi pratikler az sayıdaki istisna dışında hemen her ülkede birer vaka. Türkiye’nin de bu genel gidişata istisna oluşturmadığı açık. 12 Eylül darbesinden bu yana birçok hükümet döneminde gündeme gelen ama çoğu kez sistematik olmaktan uzak politika müdahaleleriyle biçimlenen eğitim alanı, 2000’li yıllarda çok daha kapsamlı bir dönüşüm sürecine girdi. AKP’li yıllarda bir yandan eğitime erişimin arttırılmasına dönük müdahaleler bilhassa yoksulların okullaşma oranlarını arttırırken, diğer yandan eğitim alanındaki özelleşme hiç olmadığı boyutlara vardı. Şüphesiz Türkiye’nin yakın zamanlı toplumsal dönüşüm serüveninin otoriter-popülist-muhafazakâr rengi, eğitim alanındaki maddi dönüşümü de belirliyor. Başka bir deyişle, piyasalaşma ve metalaşma süreçleriyle, organizasyonel yapısından içeriğine eğitim alanının otoriter bir karakter kazanması süreci iç içe geçiyor. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren eğitim alanına hâkim ideolojik karakterini veren modernleşmeci otoriter paradigma çözülüyor, yerini başka bir otoriter anlayışa bırakıyor. Bu dönüşüm esnasında hem içinde yaşadığımız dünyanın genel eğilimleri “yerli ve milli” renklerle harmanlanıyor, hem de geçmişten devralınan otoriter eğilimler yeni form ve içeriklere aktarılıyor. Bu karmaşık ve uzun soluklu dönüşüm süreci eğitim üzerine serinkanlı bir tartışmayı hem kaçınılmaz kılmakta hem de güçleştirmekte. Türkiye gibi eğitim alanının süregiden “kültür savaşları”nın ana sahalarından birini teşkil ettiği bir toplumsal bağlamda bu güçlük katmerlenmekte. Eğitime erişim, kurumların yapısı, eğitim içeriğinin dönüşümü, eğitimin toplumsal sonuçları gibi bir dizi başlığın aynı anda tartışılmasının zorluğu bir yana, eğitim alanının Türkiye’deki farklı siyasal akımlar arasındaki ideolojik mücadelelerin ortasında yer alıyor olması dikkate alınması gereken bir etmen. Ancak, tüm zorluğuna rağmen, eğitim ve yurttaşlık arasındaki bağları farklı perspektiflerden sorgulamanın, Türkiye’nin hapsolduğu toplumsal ve politik gerilimleri aşmaya dönük çabalara katkı sunacağı kanaatindeyiz. O nedenle siyasal gündemin tüm zorlayıcılığına rağmen saha’nın dördüncü sayısında eğitim üzerine bir tartışmaya giriş yapmayı tercih ettik. “Bir toplumsal hak olarak eğitime ne oluyor?” sorusundan yola çıkarak, her zaman olduğu gibi araştırma temelli katkılarla dosyamızı inşa etmeye çabaladık. Muradımız, özgürlükçü ve eşitlikçi bir yurttaşlığın inşasına dönük arayışlara mütevazı bir katkı sunmak.
Dergiler/Bültenler
Ulusal STK'lar
Eğitim Hakkı
Genel
Hayır


Yazılım ve geliştirme Özgür Yazılım Araçları Kullanılmıştır.